Türkiye için önerilerin de olduğu, açık veri kavramının da yer aldığı rapor hazırlandı!
Tesev tarafından “Kentsel Politikaların deskelnemsi için yeni araçlar:Açık veri platformları ve dijital kent panelleri” raporu hazırlandı.Rapor, veri üretim, paylaşım ve kentsel politika oluşturulmasında veriden faydalanmasüreçlerinin detaylı bir değerlendirmesini yaparken, uygulama örneklerini de sunuyor.
Raporun özellikle açık veri bölümünde şu ifadelere yer veriliyor:
“Kamusal veri (public data) ve açık veri (open data) kavramları birbirine oldukça benzer görünseler de ekonomik, yasal ve teknik açılardan birbirinden oldukça farklılardır. Kamusal veriler – basitçe ifade edersek – kamu kaynakları kullanılarak tüm kamuyu ilgilendiren konularda üretilen verilerdir. Bu verilere erişim herkesin hakkı olmasına rağmen, bu veriler kimi zaman ulaşması oldukça zor, ulaşılsa bile anlaması, kullanması zor veya üzerinde çalışmaya elverişsiz veriler olabilir. Açık veri ise daha net tanımlanan bir kavramdır. Çoğunlukla kamusal olan verilerin çevrimiçi, herkesin erişimine açık, bilgisayar tarafından okunabilir, işlenebilir ve tekrar kullanılabilir bir formatta sunulduğu bir veri çeşitidir. Kamusal bilgiye erişim uzun zamandır akademisyen, araştırmacı ve aktivistlerin üzerinde düşündükleri ve savundukları bir konudur. Ancak, “açık veri” kavramı “kamusal bilgi” kavramına göre yenidir: ortaya çıkışı 2000’li yılların sonuna rastlamaktadır. 2007 yılının Aralık ayında Sebastopol, Kaliforniya’da aralarında -bugün oldukça tanınan- 30 internet uzmanı ve aktivisti “açık kamusal veri” veya “açık devlet verileri”nin (open government data) tanımını yapmak üzere bir araya geldi. Bu toplantının temel amacı kamusal veri ile açık/özgür yazılımın kavramlarını bir araya getirerek “açık veri”yi tanımlamak ve bu vizyonu şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılıkla bağlantılı birçok konu çerçevesinde ABD başkanlık seçimlerinde başkan adaylarının benimsemelerini sağlamaktı (Chignard, 2013). Sebastopol toplantısında tanımlanan açık veri (open data) veya açık devlet verileri (open government data) ulusal veya yerel yönetimlerin verilerini daha şeffaf, katılımcı ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda açmasıyla ilgiliydi. Toplantıda bununla ilgili sekiz temel prensip belirlenmiştir. Buna göre açık veriler; eksiksiz, birincil kaynaklardan toplanmış, güncelliğini yitirmeden hızlı bir şekilde kamuya açılabilen, herkes tarafından erişilebilir, bilgisayar tarafından işlenebilir, herhangi bir ayrımcılık ve özel bir kontrol içermeyen niteliklerde ve lisanssız olmalıdır.(Tauberer, 2014). 2007 Aralık ayındaki bu toplantıdan kısa bir süre sonra -2009 yılının Ocak ayında- yeni seçilen ABD başkanı Obama’nın şeffaflık, katılımcılık ve işbirliği konularını öne çıkaran anlaşmaları imzalaması “açık veri” tarihindeki önemli bir kırılma noktasıdır. İmzalanan anlaşmalar doğrultusunda aynı yıl Amerikan hükümeti tarım, iklim, eğitim, enerji, sanayi, sağlık gibi bir çok alanda veri setleri içeren data.gov adresli bir açık veri platformu açmış ve bu platform küresel ölçekteki en büyük açık veri platformlarından biri olmuştur.2 Bu tarihten sonra açık veri platformları popülerleşmeye başlamış, Amerika’yı Yeni Zelanda, İngiltere, Kanada izlemiş, bu konuda önemli yasalar kabul edilmiştir. Bu ulusal ölçekteki açık veri platformlarıyla beraber dünyanın birçok yerindeki yerel yönetimler (belediye ve şehir yönetimleri) ulaşımdan sosyal yardımlara kadar birçok alanda ürettiği kentsel verileri içeren açık veri platformları açmaya başlamıştır. Open Knowledge Foundation’ın Open Data Portals sitesine göre Eylül 2019 ayında dünya çapında çoğu yerel yönetimlerin olmak üzere 588 açık veri platformu bulunmaktadır.4 Yerel yönetimlerin açık veri platformları özellikle kentsel verilerin üretimi ve paylaşımları açısından kritik önemdedir. Bu platformlarda, yerel yönetimlerin farklı birimlerinde üretilen ve farklı ayrıntı düzeylerinde birçok veri paylaşılmaktadır. Bu verilerin büyük bir kısmı mekansal bilgi içeren, coğrafi işaretli (geo-coded) verilerdir. Çoğu açık veri platformu aynı zamanda “kent paneli” özelliği taşımakta ve mekânsal bilgi içeren verileri görselleştirmeye ve harita üzerinde göstermeye imkân vermektedir. Bu gelişmeler kentsel politika üreticileri, kent araştırmacıları ve tüm kentliler için daha önce sahip olmadıkları bilgiye erişim ve veriyi anlama (okuma) imkânı sunmaktadır.”
Raporun tamamını okumak için tıklayınız