“Tüm haritalar yalan söyler, en iyileri bile”
1820’lerin başlarında Güney Amerika tahvil değerlerinin yükselişe geçmesiyle birlikte, Simon Blovar’ın kıtadaki İspanyol egemenliğine karşı yürüttüğü kampanyanın öncülerinden olan Gregor MacGregor, Orta Amerika Poyais Cumhuriyeti’nin gelişmekte olan tahvillerini satmak üzere Londra’ya gelir.
Kaçınılmaz olarak, sözde Poyais’i gösteren bir harita, yolcuları Londra’nın ilk göçmen gemilerine yöneltti ve yeni evlerine doğru uzun ve heyecanlı bir yolculuğa çıktılar. Vardıkları zaman, ülkenin acemi vatandaşları bir problem olduğunu fark ettiler: Poyais diye bir yer yoktu aslında.
Sabri Eğe’nin çevirisini okumak için tıklayınız