Gijn-Çeviri

Karalama Kampanyaları, Oligark Medya ve Sokak Çeteleri!

Küresel Araştırmacı Gazetecilik Ağı(GIJN)
Rowan Philp

Sırbistan’da kâr amacı gütmeyen araştırmacı gazetecilik kuruluşu Mart ayında The Crime and Corruption Reporting Network, Belgrad’da hükümet yanlısı tabloid gazetelerin düzenlediği koordineli karalama kampanyasıyla başa çıkmak için haberlerini iki hafta boyunca askıya almak zorunda kaldı. Sırbistan’ın otoriter cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić’i destekleyen yayın kuruluşları, giderek yaygınlaşan küstahça bir taktikle, KRIK kısaltmasıyla bilinen GIJN üyesini kötü şöhretli bir çeteyle bağlarının olmasıyla suçladı. Üstelik KRIK bu çetenin suçlarını ifşa eden bir iki kurumdan biriydi.

GIJN’nin görüştüğü bağımsız editörler, bu karalama taktiğinin, Güneydoğu Avrupa’da yedi milyon nüfuslu bir ülke olan Sırbistan’da bağımsızlığını koruyabilen  birkaç medya kuruluşuna karşı çok yönlü taciz ve baskı stratejisinin parçası olduğunu söylüyor. Birkaç kar amacı gütmeyen kuruluş da dahil bu kuruluşlar aşırı derecede tehdit ve tacizle karşı karşıya. Bu medya grupları, haydutlar tarafından zorbalığa uğradı, anlamsız davalarla hedef alındı, sürekli olarak gözetlendi, medyaya ayrılan kamu kaynaklarından dışlandı, gözü korkutulmuş kaynaklar ve reklamcılar tarafından kaçınılan kurumlar haline getirildiler, ülkede baskın olan hükümet yanlısı medya tarafından “yabancı ajanlar” söylemi üzerinden iftiraya uğradılar ve yasa gereği kamuya açık bilgilerden mahrum bırakıldılar. Bu arada, Sınır Tanımayan Gazeteciler‘e göre, Sırbistan basın özgürlüğü sıralamasında 2017’de 180 ülke arasında 66. iken  2021’de 93. sıraya geriledi.

Uzmanlar Sırbistan’da yaşananların bağımsız medyaya karşı daha geniş ve küresel bir tepki verilmesini yönünde uyarıda bulunuyor. Sırp yetkililerin uyguladığı baskıcı yöntemlerin dünyadaki otokratlar ve oligarklar tarafından da giderek daha fazla kullanıldığını görüyoruz.

Medya geliştirme analisti Ellen Hume konuyla ilgili, “Komünizm sonrası 20 yılda elde edilen gazetecilik kazanımları, otokratik liderlerin bağımsız haber medyasını yönetme veya itibarsızlaştırma yöntemleriyle gerilemeye başladı.” diyor.


“Bu koşullarda, en azından toplumumuzu biraz daha iyileştirebilir miyiz? Bir şansımız olduğunu düşünüyorum.” – Center for Investigative Journalism’in Sırbistan yöneticisi Branko Čečen

KRIK editörü Stevan Dojčinović, “modern otoriter liderler, bağımsız gazetecilere karşı bir yıldırma yöntemi olarak artık şiddet kullanamayacaklarını anladılar. ” diyor. Bunun yerine, bu otoriter liderler ticari medya sahipleri, sokak çeteleri ve sosyal medya trolleri gibi oluşumları kullanarak muhabirleri itibarsızlaştırmaya, işsiz bırakmaya ve yıldırmaya çalışıyorlar.

Sırbistan’ın bağımsız medyasına yönelik saldırılar, doğrudan ‘otokrat olmanın el kitabından’ alınmıştır. Media Freedom Rapid Response (MFRR) tarafından ülkedeki medya özgürlüğüne ilişkin çıkarılan yeni bir rapor, orantısız kamu fonlamaları ve hükümet kayırmacılığı ile güçlendirilen özel sektöre ait tabloid gazeteleri ve TV kanallarının bağımsız medyaya doğrudan karşı çıktığını ortaya koydu.

MFFR’nin raporu ayrıca, “Özellikle politikacıların veya kamu görevlilerinin gazetecileri açıkça tehdit etmesi, onları ‘devlet düşmanı’ veya ‘hainler’ olarak hedef alması ve tanımlaması endişe vericidir. Politikacılar ve kamu görevlilerinin bu eylemlerinin tehditlere, eşgüdümlü çevrim içi tacize ve hatta fiziksel şiddete göz yumduğu ve onları teşvik ettiği söylenebilir.” diye ekliyor.

Son üç yılda KRIK’in 15 personelinden üçünün evine zorla girildi ve evleri arandı. Her üç vakada da neredeyse hiçbir şey çalınmadı ve polis suçluları belirlemede ilerleme kaydetmedi. KRIK’ten Dojčinović, Sırbistan Güvenlik Servislerinin ajanlarının, araştırmacı gazetecilerin özel hayatları hakkında gözetim yoluyla topladıkları bilgiyle rutin olarak hükümet yanlısı tabloid gazeteleri ve TV istasyonlarına bilgi aktarıldığını iddia ediyor.

Ayrıca Dojčinović, “Her köşeden sürekli olarak gelen saldırılar ağır gelmeye başlıyor Sırbistan’daki araştırmacı gazeteciler için stres bir travma haline geliyor. Büyük bir etki yaratmak imkansız çünkü hükümet yolsuzlukları hakkında haber yayınladığımızda gerçek bir tepki vermelerine gerek kalmayacak şekilde konumlandırdı. Bu nedenle  gerçek bir etkinin olabileceği gelecek için haberler üretiyoruz.” diye ekliyor.

Otokratlar Tarafından Baltalanan Basın Yasaları

Sırbistan’da yaşanan bu olaylar ülkenin en azından kağıt üzerinde, muhabirleri korumaya yönelik yasal organlar da dahil dünyanın en iyi basın özgürlüğü yasalarından bazılarına ve iyi hazırlanmış bir bilgi özgürlüğü yasasına  sahip olmasına rağmen gerçekleşti. International Media Development Advisors‘ın kurucu ortağı Hume’a göre, ayrıca bu olaylar 30 yıldır batılı hükümetler ve vakıflar tarafından Balkanlar’da bağımsız bir medya inşa etmek için yapılan on milyonlarca dolarlık yatırıma rağmen yaşanıyor.

Sırbistan’ın bağımsız gazetecilerinin artan tacizine sadece bir örnek; CINS genel yayın yönetmeni Milica Šarić Aralık 2020’de Twitter’da ölüm tehditleriyle hedef alındı. Görsel: Ekran Görüntüsü

2011’de Hume, Center for International Media Assistance için hazırlanan bir raporda, Orta ve Doğu Avrupa’da büyük bir medya gerilemesi yaşandığı hakkında uyarıda bulundu. Hume, raporda Romanya ve Letonya gibi ülkelerdeki oligarkların siyasi nüfuz peşinde koşan haber kuruluşlarını ele geçirmesini ve Macaristan’daki acımasız medya yasalarının yükselişini belgeledi. Ayrıca Hume, Avrupa Birliği’ne (AB) katılmak isteyen ülkelerin çıkardığı iyi basın özgürlüğü yasalarının hafife alınmaması gerektiğini ve bu yasaların sürekli tetikte olma ve eylemci anlayış olmadan kolayca başarısız olabileceği konusunda uyardı.

Bundan 10 yıl sonra konu hakkında konuşan Hume, “Bölgedeki araştırmacı gazetecilerin olağanüstü bir şekilde kaliteli haber üretmeye devam ettiğini ancak son yıllarda otoriter liderler yönettikleri toplumlarda alaycılığı yayarak bu haberlerin etkilerini aşındırıyor.” diyor.

“Sırbistan’da geçen yılki en büyük yolsuzluk olaylarına bakarsanız, hepsi araştırmacı gazeteciler tarafından ortaya çıkarıldı.” -Balkan Investigative Reporting Network’ten Marija Ristić

Ayrıca Hume, “Gazeteciliğin işe yaraması için dört şeye ihtiyacınız var: Güvenilir bilgi akışı, yayınlamak için araca, ilgili bir izleyici kitlesine ve yasal bir rejime” diye açıklıyor ve “Bence ilgili bir izleyici kitlesi’ saldırıların başladığı yer. Otoriterlerin nesillerdir uyguladığı şey haberi ulaştıranların güvenilirliğini sarsmak. Kötümserlik çok büyük olduğu için yolsuzluğa tutunmak gitgide daha da zorlaşıyor.” diye ekliyor.

Dojčinović sözlerine şöyle devam ediyor “Sağlam yasaların otokratik etki tarafından eziliyor, kağıt üzerinde bakarsanız, Sırbistan gazetecilere yardım etmek için tasarlanmış en iyi yasa ve kurumlara sahip yerlerden biri ancak gerçek bunun tamamen tersi. Basın özgürlüğü daha da kötüye gidiyor. Bu yasalardan bazıları daha fazla zarar getirdi ve tamamen yanıltıcı ve tuhaf şekillerde uygulanıyor.”


Dışarıdan İthal Edilen Medya Baskısı

Dojčinović, “Rusya gibi eski tarz otoriter hükümetler, özgürlüklere doğrudan saldırmak için polisi ve devlet güvenlik hizmetlerini seferber ediyor. Dojčinović, Sırbistan’ın tam tersi stratejiyle aynı hedefleri aradığını söylüyor. Otokratik liderin müttefikleri tarafından kontrol edilen özel şirketleri ve grupları serbest bırakmak yerine devlet kurumlarını donduruyor.” diyor. Örneğin hükümetin kârlı bir kalkınma planı inşa etmek için yerle bir etmek istediği evlerden, hükümet yanlısı holiganların ev sakinlerini zorla tahliye ettiği bir gecede Belgrad Polisine sokaklardan uzak durması emredildi. “Mükemmel bir kılık değiştirmiş otoriter – otokrasinin bariz ve acımasız olduğu [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] veya [Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan] gibi değil” diye açıklıyor. “Yeni çağ otoriterleri paralel özel yapılar inşa ediyor.”

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın görevi kötüye kullanma suçlamalarını nasıl basına geri çevirdiğini anımsatıyor. Dojčinović, Sırp hükümet yetkililerinin ve onların sadık medyasının sık sık KRIK’in devlet yetkilileriyle ilgili haberlerinde yer alan ihlallerden suçlu olduğunu iddia ettiğini söylüyor. “Bulgularımızı bize çevirerek hedef şaşırtıyorlar. Yolsuzluk yaptıklarını kanıtlıyoruz sonra medyadaki arkadaşlarına bizim yolsuzluk yaptığımızı söyletiyorlar, suçlularla bağlantılı olduklarını kanıtlıyoruz, sonra aynı suçlularla bağlantılı olduğumuzu söylüyorlar” diye belirtiyor. “Bu taktiğin, kendilerine inanan nüfusun yaklaşık %25’inde işe yaradığını söyleyebilirim.” diyor.

“Balkanlar’da medya okuryazarlığı, halkın medyayı önemsemesi ve ayrım yapabilmesi son derece önemli.” –Medya geliştirme uzmanı Ellen Humeir.” –Medya geliştirme uzmanı Ellen Hume

İnternet trollerinin ve otomatik dezenformasyon botlarının da bağımsız medyayı karalamak için kullanılan sayısız proxy’ye dahil olduğunu söylüyor.

Hume, “İnsanları herkesin yalan söylediğine, gerçeği belirlemenin çok zor olduğuna ikna edebilirseniz, en sevdiğiniz içgüdüsel duyguya yani önyargılarınıza da sahip olabilirsiniz. O zaman adalet ve demokrasi kabiliyetinizi kaybedersiniz. Bu nedenle Balkanlar’da medya okuryazarlığı, halkın dikkat etmesi ve fark etmesi için son derece önemlidir.” diyor.

MFRR’nin raporunda vurgulanan resmi eylemsizliğin çarpıcı bir örneğinde, üç polis memuru, geçen yıl KRIK gazetecisi Bojana Pavlović’in haydutlar tarafından taciz edilmesi ve Bojana’nın başkanın oğlunun fotoğrafını çekmek için kullandığı telefonu ele geçirmeleri karşısında  harekete geçmeyi reddetti.

Sırbistan’ın Watchdog Haber Odaları Arasında Dayanışma

Sırbistan’ın önde gelen araştırmacı gazetecilik kuruluşları arasında KRIK, Balkan Araştırmacı Raporlama Ağı (BIRN) ve Sırbistan Araştırmacı Gazetecilik Merkezi (CINS) bulunmaktadır. Her üç grup da büyük uluslararası ödüller kazanmış ve bölgenin en iyi gazeteciliklerinden bazılarını ürettiği kabul edilen GIJN üyesi kuruluşlardır. 2017’de Sırbistan Araştırmacı Gazetecilik Merkezi (CINS), adalet sisteminin Sırbistan’daki yolsuzluk davalarını kovuşturmasının saçma sapan ve tamamen etkisiz olduğunu ortaya çıkaran prestijli Avrupa Basın Ödülü’nü kazandı.

Bağımsız TV programı Insider’ı bu listeye dahil eden CINS direktörü Branko Čečen, “Muhteşem bir fenomen. Sırbistan’da korkunç medyamız var ancak olağanüstü derecede iyi dört araştırmacı gazetecilik örgütümüz var.” diyor ve ekliyor, “Ancak şu anda çok endişeliyim çünkü üst düzey yetkililerin çok agresif söylemlerinin tırmanmasına paralel olarak hukukun üstünlüğü gözlerimizin önünde tamamen çözülüyor. Polislerin ve adli tabibin mahkemeye çürütülemez kanıtlar sunduğu cinayet vakaları var ve sonra suçlu ile hükümet arasında bir bağlantı olduğu için adli tabip geri gelip ‘yanılmışım’ der ve polis geri gelip ‘DNA’mla suç mahallini kirlettim.’ der. Sırbistan’da cinayete bile izin veriliyor.”

Čečen şunları da ekliyor: “Bence KRIK, bu karşı koyma çabalarında hepimize öncülük ediyor.”

“Buradaki insanların  büyük bir yüzdesinin olası en kötü komplo teorilerine bile tamamen ikna olması inanılmaz.” — Branko Čečen

Yukarıda gördüğünüz yorum meslektaşlarının elde ettiği başarıları ve uğradığı saldırıları sıklıkla vurgulayan Sırbistan’ın bağımsız medya platformlarının arasındaki dayanışmanın tipik bir örneğidir.

Čečen, “Son zamanlarda, maliye bakanı ironik bir şekilde kara para aklamayla ve terörle mücadele etme kararı aldı. Soruşturulacak kişilerin listelerini derledi ve ben ve örgütüm bu listede yer aldık. Yani kara para aklamayla mücadele ediyoruz ve onlar bizi araştırıyorlar!” diyor ve ekliyor “örneğin böyle bir listede bulunuyorken bir ABD kuruluşundan hibe alın, işler daha kötüleşebilir.”

Sırbistan’ın birkaç kar amacı gütmeyen araştırmacı kuruluşu ve VOICE gibi bir avuç daha küçük yerel haber odası, yalnızca inandıkları yolda inatla yürümeye devam etmekle kalmadı ülkenin hesap verebilirlik ortamına da hükmetmeye devam ediyorlar.

BIRN bölge müdürü Marija Ristić, “Sırbistan’da geçen yılki en büyük yolsuzluk olaylarına bakarsanız, bunların hepsi araştırmacı gazeteciler tarafından ortaya çıkarıldı” diyor ve ekliyor, “AB Parlamentosu, Sırp hükümetine bu yolsuzluk olaylarını ele alması için baskı yaptı ve isimlendirdikleri her dava bizim tarafımızdan, (KRIK veya CINS tarafından) ifşa edildi.”

Hume, bu iç dayanışmanın sürekli derinleşen uluslararası iş birliği ile genişletilmesi gerektiğini söylüyor.

“Araştırmacı gazetecilerin güçlü yönlerinden biri uluslararası bağlantılarıdır ve bence Balkan gazetecilerinin hayatta kalmasının yollarından biri de yurtdışında destek ve yayın almaktır” diyor ve ekliyor, “Haberlerin birden çok yazarı, birden çok sahibi ve birden çok coğrafi temeli olması önemlidir. Bu şekilde, bir gazeteciyi boğar veya öldürürseniz, hikaye yine de başka bir yerde ortaya çıkar (ve belki de o gazeteciye zarar vermenin bir anlamı olmaz).”

Čečen’e göre hükümetin AB’ye kabul edilmeye yönelik eylemsiz ama devam eden ilgisi gazeteciler için Rusya tarzı bir tutuklama ve fiziksel saldırı ortamı ihtimaline karşı son ve cılız bir savunma hattını temsil ediyor.

“Bizden birinin başına çok kötü bir şey gelmemesi için onları durduran tek şey bu ancak AB gitgide ülkedeki etkisini yitiriyor” diyor.

Čečen, muhabirlerin yüzlerce ayrı savcılıktan, adliyeden ve karakoldan belgeleri aradığı ve analiz ettiği 2017 ödülünü kazanan CINS araştırma dizisinin, bugün bilgi özgürlüğü talepleri rutin olarak reddedildiği için üretilemediğini söylüyor. “Ve onları daha parlak zamanlarda alabildik” diyor.

İlgisizlik ve Komplo Teorileri

Čečen, yüksek öğrenime devam eden nüfusun oranıyla ilgili olarak, “Sırbistan vatandaşlarının %10’undan azı yükseköğretim mezunu (burada 750 dolara satın alabileceğiniz sahte diplomalar da buna dahil). En az eğitimli olanlar ise hayran oldukları liderleri Başkan Vučić’in güçlü etkisi altında olanlar. Nüfusumuzun bir başka büyük kesimi ise sadece köşesine çekildi.” diyor.

Hume’un endişesini yineleyen Čečen, hükümetin yolsuzlukla ilgili kamuoyu endişesini en aza indirmek ve hesap verebilirliği bir vatandaşlık değeri olarak marjinalleştirmek için milliyetçiliği, komplo teorilerini ve savaştan kalan hatıraları sömürdüğünü ve derinleştirdiğini söylüyor.

“Sırp toplumu, aşırı milliyetçi bir toplum ve komplolarla da birleşince bizim için bir engel oluşturdu” diye açıklıyor. “Hükümet yanlısı medya, vatandaşları korkutmak ve dehşete düşürmek için tasarlanmış sözde haberleri sürekli yayınlıyor. ‘Hırvatistan ile savaşacağız’, ‘Arnavutluk ile savaşacağız’ gibi haberler yayınlıyorlar çünkü insanlar hayatları için korktuklarında bir bakanın 20 milyon euro çalmasıyla ya da neden bu yol olması gerekenin 20 katına mal oldu? gibi sorularla ilgilenmeyeceklerdir.”

Čečen, “Sırbistan’da yaşayan insanların büyük bir yüzdesinin (önemli sayıda QAnon takipçisi de dahil olmak üzere) olası en kötü komplo teorilerine bile tamamen ikna olabilmesi inanılmaz!” diyor. Donald Trump ile ilgili  bazı aşırı sağcı grupların desteklediği komplo teorisine atıfta bulunarak ekliyor, “Hükümetin insanlara aşı olmaları için para ödemesi çok kötü.”

Basın Yasalarını Suistimal Etmek

KRIK’in yakın zamanda yaptığı bir araştırmada kullandığı grafik. Görsel: Ekran görüntüsü

Ek olarak araştırmacı gazeteciler Sırbistan’da artan bir şekilde iftira davalarının hedefi oluyor. Dojčinović’e göre şimdiye kadar basın bu davaların ezici bir çoğunluğunu kazandı ve bunun nedenini de ülkedeki çoğu yargıcın profesyonel ve adil kalmasına bağlıyor. Ancak artan yasal saldırıların bağımsız medyanın enerjisini tükettiğini söylüyor. Örneğin Dojčinović, bir hükümet bakanının tek bir haber için KRIK’e karşı dört ayrı dava açtığını söylüyor.

Dojčinović, “Aynı hafta içinde aynı haber hakkında dört kez aynı ifadeyi vermek zorunda kaldım. Artık her yıl yaklaşık beş ya da altı hakaret davamız var.” diyor.

Geçen yıl BIRN, Sırbistan’da Kosova’daki savaş suçlarından hüküm giyen eski bir Yugoslav askerinin hapis cezası için rapor verilmediğini ve ülkeden kaçtığını ortaya çıkardı. Ekim ayında BIRN, Sırbistan İçişleri Bakanlığı’nın, şahsın ne zaman kaçtığı ve Sırbistan’dan nereden ayrıldığına ilişkin ayrıntılar için bilgi edinme özgürlüğü talebini reddettiğini ve bakanlığın bu reddi, bilgilerin paylaşılması halinde hüküm giymiş savaş suçlusunun “mahremiyet hakkını ihlal edeceğini” dayandırdığını bildirdi.

BIRN’den Marija Ristić konuyla ilgili, “Burada yargılanan birini değil, hüküm giymiş bir kişiyi soruyorduk” diyor ve ekliyor, “Bilgi özgürlüğü yasası biz araştırmacı gazeteciler için çok önemli bir yasadır, haberler için verileri ve olası örnekleri bu şekilde elde ederiz. Yasa kabul edildiğinde oldukça açıktı ve 2004’te bu erişimi sağlamak için bir komisyon kuruldu. Şimdi bu komisyon sadece talepleri reddediyor ve muhabirlerin yıllarca mahkemede savaşmasına rağmen gerçek bir yaptırım yok. Bazı iyi yasalar çıkarıyoruz ancak bunları destekleyecek bağımsız kurumlar oluşturmuyoruz dolayısıyla bu yasalar kağıt üzerinde kalıyor.”

Ristić, başka bir yasanın kamu yararına haber yayınlayan medya kuruluşlarına kamu fonları vermeyi amaçladığını ancak hükümet bu proje finansmanı ile sadece kendi sadık medyasını ödüllendirdiğini söylüyor.

Čečen ekliyor: “Bu sistemi kötüye kullanıyorlar en iyiyi ödüllendirmek yerine, parayı kamu yararına çalışmayan en kötü medya kuruluşlarına akıtıyorlar.”

Aynı şekilde Ristić, medya sahipliğini düzenlemek için tasarlanmış başka bir yasanın da rutin olarak atlatıldığını veya çiğnendiğini şu şekilde açıklıyor: “Sırbistan’da özgür bir medya ortamı yok. Medya sahipliği şeffaf değil ve reklamcılık oligarklar ve devlet şirketleri tarafından kontrol ediliyor. Sırbistan’da insanlar nüfuz elde etmek için bir gazete satın alırlar ve bu gazete genellikle hükümetle bağlantılı oligarklarındır.”

“Otoriterlerin nesiller boyu uyguladıkları taktik, haberciye ve onun güvenilirliğine saldırmaktır. Kötümserlik çok büyük olduğu için yolsuzluğa tutunmak gitgide daha da zor bir hale geliyor.” — Ellen Hume

Nisan ayında BIRN’in dört araştırmacı gazetecilik çalışması Sırbistan’ın prestijli Dejan Anastasijeviç Araştırmacı Gazetecilik Ödülü yarışması için kısa aday listesine alındı.

Kabine düzeyindeki adam kayırmacılık ve Sırbistan’ın yabancı kaçak göçmenler için güvenli bir sığınak olma rolüyle ilgili haberler de dahil olmak üzere adaylıkları nedeniyle GIJN tarafından tebrik edilen Ristić, şu çarpıcı yanıtı verdi: “ Bu hem iyi hem kötü çünkü bu ülkemizde çok fazla bağımsız basın olmadığını gösteriyor. Bu bölgede rekabetin artmasını diliyorum” dedi.


Vekillerle Bastırma

Ristić, Macaristan ve Arnavutluk gibi ülkelerdeki bağımsız gazetecilerin zaten benzer vekil baskılarının belirtilerini gördüklerini söyledi. Ristic, “Sanki bu taktikleri kopyalayıp yapıştırıyorlar” diyor.

KRIK’ten Dojčinović, yetkililerin şiddetli baskı için de kullanıldığı konusunda uyarıyor. Dojčinović, “Bir gazetecinin hükümetle bağlantılı kişiler tarafından öldürüldüğü Slovakya gibi ülkelerimiz var” diyor ve ekliyor “Bir başka AB ülkesi olan Malta’da, hükümetlerine bağlı iş insanları tarafından bir gazetecinin öldürüldüğünü gördük. Macaristan, Slovakya ve Sırbistan gibi yerlerdeki hükümetler, en önemli şeyin parmak izinizi bırakmamak olduğunu öğreniyor (kurumlarınızı rakiplerinize zarar vermek için kullanmayın).”

Ristić, “Maalesef demokrasi değil güvenlik öncelik haline geldi” diyor. Čečen bu durumu şu şekilde özetliyor: “Doğu Avrupa’nın otoriterleri birbirlerinden ve her şeyden önce Putin’den öğreniyor ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Vučić, temelde Putin’in kural kitabını izliyor: ‘Önce medyayı kontrol edin’.”

Hayatta Kalmak İçin Yöntemler

Čečen, “Hükümetler buyursun baskı uygulasın ancak ben denefesimitutmam” diyor. “AB veya ABD diplomatları bana ‘Sizin için ne yapabiliriz?’ diye sorduğunda onlara her zaman soruyorum: Gelip Cumhurbaşkanı Vučić’i gördüğünüzde, neden demokrasi savaşçıları olarak bizlerle kameraların ve herkesin önünde buluşmuyorsunuz? Halkın bizi tanıması ve dikkatini bize vermesi yardımcı olur.” diyoruz.

Hume, Sırbistan ve diğer otoriter yönetimler altında yaşayan toplumların, gerçekleri değerlendirmek için acilen yeni araçlara ve insanların ikna edilmeleri için güvenilir habercilere ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Čečen, yaşlı Sırpların medyaya güvenme alışkanlıklarını değiştirme konusunda iyimser olmasa da medya okuryazarlığı programlarının liselerde zaten başarılı olduğunu ve kanıta değer veren bir izleyici kitlesi oluşturabileceğini söylüyor.

Čečen, “Sırbistan’da birkaç medya okuryazarlığı projemiz var bazılarının eğitmenlerini ben yürütüyorum ve bunlar gerçekten iyi projeler. Programlarımızı ülke genelinde liselere kabul ettirmeye çalışıyoruz. Programlardan biri en az 15 ülkede devam eden Ayırt Etmeyi Öğrenin olarak adlandırılıyor.” diyor.

“Bazılarından daha popüleriz çünkü sahadayız – Twitter’da izleyicilerimizle gerçekten konuşuyoruz. Biz kurumsal değiliz ama insanlar öyle davranıyor.” — Stevan Dojčinović, KRIK editörü

Bir medya okuryazarlığı programındaki konular altı ay sonra test edildiğinde, katılımcıların %30’dan fazlasının haber için yeni kaynaklar aradığını ve kendilerine öğretilen eleştirel düşünme araçlarını kullandığını belirtiyor.

Čečen, “Birden hepsi ‘Belki bu bir yalandır, bu iddiayı düşünmem gerekiyor’ diye düşündüler ve bu gerçekten iyi bir sonuç” diyor ve ekliyor: “Araştırma, çevrim içi haber arayan vatandaşların sayısının hızla arttığını gösteriyor. Şimdi yapmamız gereken onları realite TV showları ve futbolla ilgili haberlere değil, zor haberlere yönlendirmek.”

Dojčinović, diğer bağımsız medyayla dayanışmaya ek olarak, bu ortamda hayatta kalmak için kullanabileceğiniz strateji daha duyarlı olmaktır.

“Bazılarından daha popüleriz çünkü sahadayız. İzleyicilerimizle Twitter’da gerçekten konuşuyoruz. Ben genel yayın yönetmeniyim ve her gün okuyuculara cevap veriyorum. Biz kurumsal değiliz ve insanlar böyle yapıyor.” diyor.

Medya özgürlüğü raporundaki 16 “acil tavsiye” arasında, MFRR Sırbistan hükümetini gazetecilere yönelik tüm saldırıları ve şiddeti alenen ve kesin olarak kınamaya ve gazetecilerin korunması için yerleşik mekanizmaların hem resmi düzeyde hem de uygulamada etkili olmasını sağlamaya çağırdı.

GIJN’nin Sırbistan’daki kar amacı gütmeyen araştırmacı gazetecilik kuruluşlarla yaptığı röportajlardan elde ettiği bir çıkarım, yakın vadede hesap verebilirlik, etki, hatta gazeteci güvenliği için net bir çözüm bulunmadığıdır. Ancak bugüne kadarki en büyük çıkarım bu haber kuruluşlarının hala haber yazıyor olmasıdır. Hala kaliteli araştırmacı gazetecilik yapıyor olmalarıdır. Hala dürüstçe cevaplanmayacaklarını bildikleri sorular soruyorlar. Hâlâ halkın umursadığı ya da umursamadığı kamu görevini kötüye kullanma vakalarını araştırıyorlar.

Bunu yaparken, dünyadaki tüm gazeteciler için bir yol gösterici oluyorlar.

Čečen “Bu koşullarda, en azından toplumumuzu biraz daha iyileştirebilir miyiz?” diye soruyor. “Bir şansımız olduğunu söylüyorum. Hepimiz bir kenara çekilip izlemeyi beceremeyen insanlarız ve bu, araştırmacı gazetecilerin sahip olduğu en iyi silah.”

Ek Kaynaklar

Yazar Hakkında

Rowan Philp, GIJN için çalışan bir muhabirdir. Eskiden Güney Afrika’nın Sunday Times gazetesinin baş muhabiriydi. Bir dış muhabir olarak, dünya çapında iki düzineden fazla ülkeden haberler, siyaset, yolsuzluk ve çatışmalar hakkında haberler yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*