Gazeteciler Eksik Verilerin İzini Sürerek Evsizlik Tartışmalarının Seyrini Nasıl Değiştirdiler?
Gazeteci Maeve McClenaghan, 2017 kışında Twitter’da gezinirken gözüne bir tweet takıldı, yerel bir gazeteci evsiz bir kişinin ölümüyle ilgili paylaşımda bulunmuştu.
McClenaghan bu durumdan etkilenmişti ancak bu tür bir hikayeyi daha önce yine gördüğünü anımsamıştı. Basit bir araştırmayla ülke genelinde aynı şekilde paylaşılan bir dizi gönderi bulmuştu. Haberler hep şöyleydi evsiz bir kişi yalnız öldü ve genelde bunu da o bölgede yaşayan kişiler paylaşıyordu.
Resmi makamlardan elde edilen verilere bakıldığında bu durumla ilgili bazı boşluklar vardı. McClenaghan çok daha büyük şeyler olduğunu seziyordu ama konuyla ilgili hiç kimse gerçek anlamda parçaları bir araya getirmemişti.
Daha derine inmeye karar verdi ve Araştırmacı Gazetecilik Bürosu’nun (TBIJ) ekibiyle işe basit bir soru sorarak veri toplamaya başladı: Eğer veriler bize daha fazla insanın evsiz yaşadığını söylerse, bu daha fazla insanın evsiz olarak öldüğü anlamına mı gelirdi?
Maeve McClenaghan.
Soru nispeten basitken cevabı bulmak başka bir duruma işaret ediyordu. McClenaghan işe yetkililere ulaşarak başladı ve haftalarca evsiz olanların ölümleriyle ilgili verileri kimin derlediğini düşünerek ve ilgili kişileri arayarak geçirdi. Adli tabiplerden, hastanelere, polis kuvvetlerine, konseylere ve merkezi hükümet dairelerine kadar herkese ulaşmayı denedi. Aradığı çoğu isim hiçbir bilgisi olmadığını belirtip verileri toplamış olabilecek başka bir isme/birime yönlendirdi.
Sayısız aramadan sonra kimsenin cevabı olmadığını farketti. McClenaghan yakın tarihli GIJN’de yer alan bir röportajında, “Bunu editörlerime söylediğimde gerçekten şok olduk ve bunun bizim görevimiz olacağına karar verdik. Yola çıkıp boşluğu doldurmaya karar verdik ve bu verileri kendimiz bulmaya çalışacaktık.” dedi. Evsiz olan insanların ölümlerini kaydetmeyi, insanların hikayelerini anlatmayı ve sorunun ölçeğini ortaya koyacak 18 aylık bir veri tabanı oluşturmayı umdular. Sonuç, ülke genelinde 800 evsiz insanın ölümünü belgeleyecek 1000’den fazla gazeteciden oluşan bir ağ oluşturdular ve 18 aylık bir araştırmayla Ölen Evsizler projesi hayata geçti.
Projenin kilit noktası, TBIJ’nin Yerel Bürosu 1.426 gazeteci ve toplum bilincine sahip vatandaşlar ve uzmandan oluşan bir araştırma ağının desteğini alabilmiş olmasıydı. McClenaghan, ağ üyelerinin karşılaştıkları evsiz ölümlerini ayrıntılarıyla doldurmaları için basit bir Google form oluşturdu. TBIJ, formun duyurusunu Twitter’da yaptı ve olabildiğince çok insana ulaşmak umuduyla web sitesine koydu.
McClenaghan, gelen verileri analiz etme süreci hakkında şunları söylüyor: “Her bir isim üzerinde çalışırdım , ayrıntıları çapraz kontrol eder ve onları kamuya açık veri tabanımıza eklemeden önce doğruluğunu kontrol ederdim.” Bu büyük bir işti, ancak iki kez saymadığımızdan, tüm detayları haberleştirip, ayrıntıları anonimleştirdiğimizden emin olmamız çok önemliydi. ”
McClenaghan, meslektaşı Charles Boutaud ve ekibin geri kalanı; kaynak sağlayan isimlerle tanışmak ve konuyu ilk elden anlamak için aşevlerini ve evsiz barınaklarını ziyaret ederek Birleşik Krallık’ı dolaştılar. Yerel basın haberlerini taradılar, hayır kurumlarını araştırdılar, doktorlarla, evsizlerle çalışanlarla konuşup verileri kayıt altına aldılar. Ekip ayrıca polis ve adli tıp görevlilerinin araştırmalarından da veri toplandı. McClenaghan süreci “kısmen kitle kaynaklı, yarı yapboz araştırmacılık” olarak tanımlıyor.
Tüm bu bilgiler toplandıktan sonra, ekibin bunları analiz etmesi ve anlamlandırması gerekiyordu. McClenaghan, “Projeye başladıktan sonra, veri toplamanın yapboz doğasının, birinden diğerine doğrudan karşılaştırmalar yapmacak kadar rahat olmadığına karar verdik” diye açıklıyor. “Bunun yerine, bu ölümlerin resmi olarak gözden geçirilip geçirilmediğini ve ne zaman incelendiğini araştırdık ve bazı nedensel faktörleri inceledik.”
Projenin merkezinde yer alan istatistikleri hikayeden çıkarsak da, proje aynı zamanda ölenlerin bireysel hikayelerini yakalayıp anıtlaştırarak sayıların ötesine geçmeyi de amaçladı. Her bir kişinin hikayesini anlatmak, sistemin evsizleri korumadaki başarısızlığının altını çizdi. Birleşik Krallık’ta, yerel makamların evsizliği önlemek ve hafifletmek için yasal görevleri var. Ancak araştırma, insanların bu çatlaklardan kayabildiğini gösterdi. 18 ay ve 800 ölüm kaydedildi ve şu anda büro bu çalışmaya Evsizliğin Müzesi olarak isimlendiren evsizlerin hikayelerinin de yer aldığı müzde yayınlamaya devam ediyor .
Resim: Macmillan
Ancak McClenaghan hikayeyi yazmaya hazır değildi. Ardından Birleşik Krallık’taki evsizlik krizini körükleyen sistemik başarısızlıkları vurgulayan “Sabit Yer Yok: Birleşik Krallık’taki Unutulmuş Evsizler Arasında Yaşam ve Ölüm” adlı bir kitap yazdı. Ayrıca hikayeye bir podcast bölümü kaydetti.
McClenaghan, aylarca süren araştırmalardan sonra evsizler için sağlanması gereken güvenlik ağının aslında bütçe kesintileriyle kesildiğini keşfettiğini belirtiyor. “Sosyal yardım sınırının olması, artan kira maliyetleri ve barınma eksikliği ile birlikte akıl sağlığı hizmeti, uyuşturucu ve alkol hizmetlerinde kapsamlı kesintiler bu ortamı yarattı.” diyor.
“Bu hizmetlerin birçoğu, ihtiyacımız olana kadar bizim için görünmez, başımız derde girerse destek hizmetlerinin sağlanacağını umuyor veya bekliyoruz” diyor ve ekliyor: “Araştırmam bunun artık neden böyle olmadığını ortaya çıkardı.”
Araştırma, Af Örgütü Medya Ödülü ve En İyi İngiliz Gazetecilik Ödülü igibi ödüller aldı. McClenaghan, Orwell ödülüne aday gösterildi. Hikaye , 2019’da en iyi araştırmacı gazetecilik dalında Royal Statistical Society ödülünü kazandı . Jüri bunu “gerçekten olağanüstü” olarak nitelendirdi.
Araştırmanın tamamı basit bir soru ve bir veri boşluğunun keşfedilmesiyle başladı. Ancak evsizlik aynı zamanda küresel bir sorun ve McClenaghan, bu konuyu keşfetmeye istekli araştırmacı muhabirlere bu ipuçlarını ve bulundukları yerde benzer temaları nasıl çalışabileceklerine yönelik yöntemler sunuyor:
1. Eksik Veriler Sizi Durdurmasın
McClenaghan’a göre verinin olmayışı araştırmayı yapmaya engel değildi aslında bir fırsat da sağlayabilirdi. Ölen Evsizler projesi henüz sorularını yanıtlayacak veriler olmasa bile gazetecilerin cesaretinin kırılmasına gerek olmadığını gösterdi. McClenaghan araştırma yöntemini “kesin olmayan bir bilim” olarak nitelendiriyor çünkü ekibiyle birlikte uzmanlar, yerel muhabirler, evsizlerle için çalışan topluluklar gibi kişilerle çalıştı ve bir form üzerinden evsizlerin ölümlerine yönelik veri topladı.
Form oldukça basitti ve ölen kişinin adı, yaşı ve kişinin nerede uyuduğu gibi bilgiler istendi. Bu, veri toplarken eksiksiz çalışmanın yolunu açmış oldu. “Bu, kısmen kitle kaynaklı, kısmen yapboz bir araştırmaydı.”
“Uzman değiliz, bu yüzden yardım masasının hazırladığı raporlarını referans alarak evsizlik tanımını kullandık yani dışarıda uyuyan insanlar, acil konaklama yerindeki insanlar, pansiyonlar ve koltukta yaşayanlar bu tanımlar içinde. ”
Ayrıca, iki kış içerecek şekilde yani 18 aylık bir dönem için veri toplamaya karar verdiler. Veri setinde bazı sınırlamaların olması yıllar arası karşılaştırmaları zorlaştırıyor ancak resmi analizler evsizlerin ölümlerinin arttığını kanıtlıyor. Metodoloji ayrıca Ulusal İstatistik Bürosu’nun (ONS) da evsizlere yönelik veri toplarken nasıl çalışabileceklerini belirlemelerine yardım etti.
Londra’nın kalbindeki Old Street yakınlarında dışarıda uyuyan evsiz bir adam. Fotoğraf: Shutterstock
2. İş Birliği Yapın
Bu araştırma, Yerel Büro ağı ve halktan gelen kayıtlar olmadan mümkün olamazdı. McClenaghan şunları söylüyor: “İş birliği çok önemliydi çünkü İngiltere genelinde bizimle araştırmayı takip eden bir çift gözümüz vardı.”
18 ay boyunca yerel muhabirler, evsiz olanların ölümlerini içeren 95 hikaye yayınladı. McClenaghan bu durumun anlamını şöyle nitelendiriyor; “bu evsizlerin ölümünün unutulmadığını, insanların hikayelerinin anlatıldığını ve anlatılmayı hak ettiği bir derinlikte olduğunu görüyoruz”. TBIJ ayrıca daha fazla farkındalık yaratmak için Twitter hashtag’i “ #MakeThemCount ” kullanmaya başladı.
McClenaghan, araştırmanın ulusal bir habere dönüşmesinin ve kamuoyunun dikkatini çekmesinin nedenini çift yönlü haber yapmaya bağlıyor. “Bizden istenen adli detayda ulusal ve yerel olarak yayınlayarak yaptığımız haberlerin, herkesin her düzeyde hesap vermesini sağlamasıydı. Yerel muhabirler meclislerine ‘Bu ölümler nasıl oldu? Bununla ilgili neden resmi bir inceleme yapılmadı? Bunu değiştirmek için ne yapacaksınız?’ ve ulusal düzeyde, dünyanın en zengin uluslarından biri olarak 18 ay içinde 800 kişinin evsiz olarak ölmesinin inanılmaz derecede utanç verici olduğunu söyleyebiliriz.” Nihayetinde iş birliği soruşturmaya yön ve güç verdi.
3. Olguları Kontrol Edin
McClenaghan, veri toplama sürecini kesin olmayan bir bilim olarak tanımlasa da, sayımın mümkün olduğunca doğru olmasını sağlamak için olguları kontrol ederken dikkatliydi ve bunun hayati olduğunu söylüyordu. İlk doğrulama yolculuk etmekti. “Ülkeyi kendim gezerek ve evsiz yaşayan insanlarla onlara yardımcı olanları buldum, çorba mutfaklarında, yurtlarda ve doktor muayenehanelerinde çalışan insanlarla bağlantı kurarak yoğun bir mesai harcadım.
Elbette, McClenaghan her bilgiyi şahsen kontrol edemedi bu yüzden ekibi form aracılığıyla gelen bilgileri değerlendirmek için kriterler geliştirdi. Bu durumu şöyle açıklıyor: “Güvenilir bir haber kaynağından geldiyse, memnuniyetle dahil ettik. Yerel gazetecilerin ilgili konuya yönelik haberi yapmış olmalarından dolayı güvendik. Halktan birinden geldiyse veri bölgedeki evsizlerle çalışan resmi bir kuruluşla konuşarak iki kez kontrol ederdik, böylece onlarla doğrulayabiliyorduk. “
McClenaghan, bunun sadece bir doğruluk kontrol çalışması olarak değil aynı zamanda ölen kişinin ayrıntılarını bildirme konusunda diğer insanları riske atabilecek hiçbir hassasiyeti barındırmamasını sağlamak için de önemli olduğunu söylüyor. “Bu kuruluşlarla güven inşa etmeye çok inandık.” diyor.
4. Hikayenin Arkasındaki İnsanları Daima Hatırlayın
TBIJ tarafından ölümleri kaydedilen evsizlerden bazıları. Kaynak: TBIJ
Bu araştırmanın başlangıcından beri McClenaghan, bunun sadece verilerden daha fazlası olduğunu biliyordu. “Veritabanımızdaki bu 800 veri noktasının her biri sevdikleri olan, umutlara, hayallere ve zengin bir geçmişe sahip kişilerdi” diyor. “Yılı cenazelerle, soruşturmalara, aile üyeleriyle ve vefat eden insanların arkadaşları ile konuşarak geçirdim.”
Büro, web sitesinde bazı hikayeleri de anlatan bir sayfa oluşturdu. McClenaghan, kitabı yazarken bu durumun onun için önemli bir ilham kaynağı olduğunu belirtiyor. Şöyle not ediyor: “Duyduğumuz hikayeler çok etkileyici ve ilginçti, yürek burkuyordu ve önemliydi çünkü her kişi farklı bir şekilde, güvenlik ağının onları başarısızlığa uğrattığını farklı şekillerde ölmüştü. İlk resmi istatistikler ortaya çıktığında tamam bu artık göz ardı edilebilecek bir konu değil gibi geldi.”
Hikayenin insani tarafı verilerin ciddiyetinin altını çizdi. McClenaghan, Birleşik Krallık’taki modern evsizliğin nedenlerini ve sonuçlarını anlamak ve neyin değişmesi gerektiğini vurgulamak için her kişinin durumunu nüanslarıyla anlatmanın gerekli olduğuna inanıyor.
Dying Homeless projesinin duygusal etkisinin yanı sıra gerçek etkisi de oldu. 2018’de ONS ve İskoç Ulusal Kayıt Ofisi, İngiltere, İskoçya ve Galler’de evsiz olarak ölenlerin sayısı hakkında resmi veriler üretmeye başladı. TBIJ’deki ekip, metodolojiyi geliştirmelerine yardımcı olmak için veritabanlarını erkenden paylaştı ve ONS tarafından “ tavsiye ve yardımları” için teşekkür edildi .
ONS’de sağlık analizi ve yaşam olaylarından sorumlu müdür yardımcısı Ben Humberstone şunları yazdı: “ Bir sorunu anlamak, onu çözmenin ilk adımıdır ve bu istatistiklerin üretilmesi, toplumun evsizlikle mücadele etmek ve evsizlerin ölmesini durdurmak için daha iyi kararlar almasına yardımcı olacaktır. “
McClenaghan ayrıca bu sayının resmileştirilmesinin önemini de kabul etti. “Bu ilk resmi istatistikler ortaya çıktığında, tamam, bu artık göz ardı edilebilecek bir konu değil gibi geldi” diyor. “Bundan sonra bir tartışma telaşı oldu ve politikacılar çıkıp bunun Birleşik Krallık topraklarında insani bir felaket olduğunu ve bazı şeylerin değişmesi gerektiğini söylüyorlar.”
Crisis’in araştırma ve değerlendirme başkanı Francesca Albanese’ye göre, bu projenin iki büyük etkisi oldu: Birincisi, ONS sayımı. Albanese, “Bu, evsizken ölen insan sayısıyla ilgili mevcut eğilim verileriyle yıllık olarak yayınlanan resmi bir veri kaynağı olmasına yol açtı” diyor. TBIJ’nin bu projede anlattılan insan hikayeleri de aynı derecede önemliydi. Her yıl evsizken ölen yüzlerce insan var ve bu önlenebilir.
Ek Okuma
Ortaklıklar Yerel Araştırmacı Gazeteciliği Nasıl Artırıyor?
GIJN Kaynağı: Yoksulluk Veritabanı