DJA2015 Özel Röportaj| “Projeler Geleneksel Yaklaşıma Göre Zaman Alıyor, Fakat Buna Değiyor”
** [Bu röportaja bloğunuzda ya da sitenizde yer vermek istiyorsanız, lütfen röportajı ve görselleri röportajın giriş bölümüne kaynağı, röportajı yapanı /kurumu ve röportajın linkini açık şekilde yer vererek yayımlamayı unutmayınız.]**
Global Editors Network 2015 yılının veri gazeteciliği ödülleri yılın veri görselleştirmesi (Küçük Haber Odası) kategorisinde ödülü People’s Republic of Bolzano (Bolzano Halk Cumhuriyeti) adlı projeleriyle Matteo Moreti ve ekibi aldı. Amacı Italya‘nin Güney Tirol -Alto Adige bölgesinde bulunan, nüfusunun yarısının İtalyan, yarısının Alman olduğu özerk bir il olan Bolzano’da yaşayan Çinliler’in durumuyla ilgili kamuoyu tartışması yaratmak olan görsel gazetecilik projesi, yerel medya ve politikacıların “Çin istilası” söylemini çürüterek Çinlilerin Bolzano kültürü ile bütünleştiğini ortaya koyuyor.
Dağ Medya /Kadıköy
Veri Gazetecisi Ayşegül Engür
@enguraysegul /BAU Öğrencisi
**Please scroll down for the English version
“People’s Republic of Bolzano” projesinin koordinatörü ve dijital tasarımcı Matteo Moretti, Özgür Bolzano Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Aynı zamanda bilgisayar bilimcisi de olan Moretti, disiplinlerarası ve medya geçişliliğine izin veren projeler de yapıyor ve toplumsal ve sosyal konularda tartışmaların geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacak , karmaşık olaylara bir giriş noktası olabilecek projeler geliştiriyor. Aynı zamanda öğrencilerinin ders kapsamında yaptığı projelerine yer verdiği visualjournalism.unibz.it, platformunun kurucularından.
Farklı bakış açıları önemli
Matteo Moretti’nin ekibi, çeşitli meslek alanlarından gelen uzmanlardan oluşuyor. Moretti, genellikle ekibin koordinatörü ve dijital tasarımcısı olduğunu, bir gazeteci ve konuyla ilgili uzmanlardan oluşan kişilerle birlikte çalıştığını ifade ediyor. “People’s of Republic of Bolzano projesinde bir gazeteci, bir sosyal antropolog, bir dijital tasarımcı ve bilgisayar bilimci işbirliği içinde çalıştı.
Uzmanın veri sağladığı, gazetecinin haber yazdığı, tasarımcının konuyu görselleştirdiği geleneksel yaklaşımdan farklı olarak ben daha “organik” bir şekilde çalışmayı tercih ediyorum” diyen Moretti, çalışma şeklini şu şekilde açıklıyor: “Ekip olarak eş zamanlı olarak tüm bilgi ve güncellemeleri aramızda paylaşıyor, birbirimize yaptıklarımızla ilgili geri bildirim veriyoruz. Projelerimizin her aşamasında gelişim sürecini izliyoruz. Biliyorum bu geleneksek yaklaşıma göre daha fazla zaman alıyor, fakat buna değiyor” Böylelikle aynı olayı farklı bakış açılarıyla betimleme olanağı bulduklarını belirten Moretti, bu şekilde bir yaklaşımın çok yüzlü toplumsal ve sosyal olayları anlatmak için de iyi bir yol olduğunu düşünüyor: “Göçmen sorununu ya da sosyal bütünleşmeyi sadece veri açısından bakarak tartışabilir miyiz? Hiç sanmıyorum”.
“People’s Republic of Bolzano” Çin restoranında ortaya çıktı
Matteo Moretti, “People’s Rupublic of Bolzano’nun ortaya çıkış sürecini şu sözleriyle dile getiriyor: ““Gazeteci Fabio Gobbata ile bir Çin restoranında oturuyorduk, ve gazeteci ile tasarımcının birlikte çalışabileceği bir hikaye arıyorduk. Daha sonra restoranın hem şefi hem de sahibi olan Jun Wu Xu( projemizde de bir röportajı yer alıyor), yanımıza gelerek neden yerel halkın Çinliler’den korktuğuna dair bir soru sordu: ‘Korktukları nedir? Onları istila ettiğimizi mi düşünüyorlar?’ Daha sonra biz de Fabio ile birbirimize baktık ve bunun çalışmak için iyi bir konu olduğuna karar verdik: Bolzano’daki Çinli insanların sayısının çok olmasına rağmen, neden yerel halk onlar tarafından Bolzano’nun istila edildiğini düşünüyor?”
“İstiladan çok kültürel bütünleşme var”
Bolzano yerel medyası ve politikacıların, buradaki yaşayan Çinli insanları istilacı olarak nitelendiriyor fakat People’s Republic of Bolzano sağladığı verilerle bunun tam tersini ortaya koyuyor. Projenin sonuçlarına göre 105,713 nüfuslu Bolzano’nun sadece 633 vatandaşı Çinli. Konuyla ilgili olarak Moretti, “Bolzano Tren İstasyonu’ndan indiğinizde Bratwürst, Currywürst (Sosisliye benzeyen geleneksel yiyecek türleri) gibi Bolzona’nın geleneksel yiyeceklerini satan birçok büfe görürsünüz. Bu büfelerden ilki de röportajlarımızda da yer verdiğimiz Yanghui Chen’e ait. Chen, Bolzano’ya beş yaşındayken geliyor , 20 yaşındayken ailesinin Çin restoranında çalışmak (Çin geleneklerinin istediği gibi) yerine kendi würstel büfesini açıyor. Bu hikayeyi anlatıyorum çünkü, Bolzona’da istiladan çok, açık bir kültürel bütünleşmeye tanıklık ediyoruz” diyor.
“Bilgi için savaşmamız gerekiyor”
Bu durumun ortaya çıkışında Moretti’nin ifadesine göre medyanın doğrudan etkili olduğunu görüyoruz. Moretti Bolzano yerel medyasının Çinlilere karşı nasıl bir ayrımcılık söylemi yarattığını açıklıyor: “ En çok okunan yerel gazetelerden biri, özellikle 2002-2008 ( Çinli işletmelerin en çok büyüdüğü period) yılları arasında, yerel küçük olaylara atıfta bulunan ve gerçekle çok bağdaşmayan “Çin Mahallesi”(Chinatown), “Çin Yükselişi” (Chineese Advance), “Chine Megastore” gibi kelime gruplarını kullandığını haberler yapmaya başladı”.
Medyadaki bu tür haberlerin paralel bir gerçeklik yarattığının altını çizen Moretti. projemizle birlikte üstesinden gelmeye çalıştıklarının medyanın yerel halka gösterdiği kral çıplak temsilini değiştirmek olduğunu belirtiyor.
“ Bunun için kanıtlanabilir veriler kullandık, niteliksel röportajlar yaptık. Medya-önyargı çağındayız: eğlendirmek için haber yazıldığı ya da sadece tıklanıp bırakıldığı, gerçekte hiçbir bilgilendirici bir niteliği olmayan bir medya. Daha dengeli bir habercilik anlayışı ve bilgi için savaşmamız gerekiyor”.
“ People’s Republic Of Bolzano” yerel halkı olumlu yönde değiştiriyor
Yerel Ticaret Odası ve Astat( Yerel İstatistik Kurumu)‘dan sağlanan verilerin kullanıldığı ve röportajların yapıldığı “People’s Republic of Bolzano” Bolzano’da yaşayan Çinli insanlar ile ilgili çok çarpıcı gerçekleri açığa çıkarsa da, projenin yerel medya ve politakacılara olan etkisi ilk zamanlarda sınırlı kalıyor. Moretti, Alman The Spiegel dergisininin proje hakkında yayın yaptıktan sonra, birkaç yerel gazetenin projelerini keşfettiğini, nedenin ise Güney Tirol yerel basının Alman medyasına çok duyarlı olması olduğunu söylüyor.
Mario Moretti ve ekibi projenin yayınlanmasından ancak beş ay sonra Çinlilerin sosyal ve toplumsal bütünleşmesini tartışabilecekleri bir topluluk oluşturabiliyor. Projenin etkisi her ne kadar şimdilik yerel medya politikacılar üzerinde sınırlı kalsa da Bolzano yerel halkının düşüncelerini olumlu yönde değiştirmeyi başarıyor.
Moretti; “Projenin etkileri Facebook üzerinden ölçmeyi denedik. Aynı başlık üzerinden kullanıcıların duygusal tepkilerini, yorum ve beğenilerini baz alarak daha önce yayımlanan makalelerle şimdi yayınlar üzerindeki tepkilerini karşılaştırdık. Hala küçük bir anti-Çin grubu olsa da insanların genelinin düşüncelerinin pozitif yönde değiştiğini gördük.” şeklinde projenin etkilerini ölçme yöntemlerini ve sonuçları paylaşıyor.
(Ayrıca bkz: https://www.facebook.com/RepubblicapopolarediBolzano/)
Yerel halk kendisinden olmayan tüm topluluklara ayrımcı davranıyor
Bolzano, İtalya’nın Italya‘nin Trentino-Alto Adige bölgesinde bulunduğunan resmi olarak Almaca ve İtalyaca’nın konuşulduğu özerk bir ilk. Çinliler’in ayrımcılığa uğramasının batı ve doğu kültürlerinin farklığından kaynaklanıp kaynaklamamasına dair Moretti, bunun aslında kültür farklılığıyla ilgili olmayıp, tarih boyunca Güney Tirol ( Tirol Avustuya’da bir eyalettir) bölgesinden olmayan tüm topluluklarına uygulandığını belirtiyor ve ekliyor: “Bolzano Üniversitesi’nde bir öğretim üyesi ve araştırmacı olarak, Bolzano’daki yerel kültürülün “istila” kavramına karşı çok duyarlı olduğunu gördüm. 1. Dünya Savaşı’ndaki İtalyan birliklerinin tarihi işgalinden sonra buradaki iki halk ancak 20 yıl sonra birlikte yaşamayı öğreniyor. Bununla birlikte göçmenler sosyal entegrasyon sürecinde çok önemli bir rol oynuyor ve sosyal dinamikler değişiyor”.
“Projem, sorunu farklı bir yaklaşımla ele alıyor”
Matteo Moretti, “Al Jazeera, Le Monde, The Guardian, BBC, La Nación, The Wall Street Journal gibi devlerin de işlerini yarışmaya gönderdikleri keşfettiğimde, kendimi bu yarışmanın dışında hissettim” diyerek Yılın Veri Görselleştirmesi (Küçük Haber Odası) Ödülü’nü kazanmayı beklemediklerini söylüyor. Fakat, “Fakat şöyle bir gerçek var ki, projem radikal şekilde sorunu farklı bir açıyla ele alıyor.
Farklı disiplin alanlarını birleştirerek ve değişik medya araçlarını kullanarak konuya çok farklı yönleriyle ele almayı denedim. Gazeteciliğin arkasındaki saf veriye ulaşmaya çalıştım. Ekibimdeki insanların tüm yeteneklerini ve donanımlarını kullanarak, sosyal bütünleşme olgusunun karmaşıklığı daha ilgi çekici bir şekilde çözmeye çalıştım” diyerek ödülü almaya nasıl hak kazandığını ifade ediyor.
“Veri insanların duygularını ortaya koyamaz”
Matteo Moreti, veri görselleştirmenin gazetecilere kullandıkları istatistikleri daha şeffaf bir şekilde okuyucularına göstermesini sağlayacağını ifade ediyor. Bununla birlikte verinin, işin sadece bir kısmı olduğuna inanıyor.
“Veri, insanların hikayelerini, duygularını, toplumsal olaylardaki diğer değişkenleri tek başına ortaya koyamaz. Benim önerim veriyi, hikayeyi desteklemek için kullanılmalı, veri hikayenin ortasına atılmamalı “ diyerek görüşünü açıklarken, konuyla ilgili olarak un 1954’te yayınlanan “How to Lie with Statistics?”(İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylenir?) isimli kitabının okunmasını öneriyor.
Bu kitabın şimdi her zamankinden daha popüler olduğunu ve toplumsal ve sosyal olaylarda veri kullanımının yerinin ne olduğunu gösterdiğini bildiriyor. Moretti gazeteciler için kullanımı kolay birçok veri görselleştirme aracı olduğunu söylüyor ve onlara veri görselleştirme Quadrigam, DataWrapper, CartonB gibi araçları tavsiye ediyor.
Yeni proje “mülteci” sorunu ile ilgili
Matteo Moretii, şu anda Avrupa ve mülteciler ile ilgili yeni bir proje üzerinde çalışıyor. “Çok yakın yaşadığım Avusturya sınırına ve Bolzana’ya yakın bölüme her gün Kuzey Avrupa’ya ulaşmak isteyen mültecilik statüsü bekleyen yüzlerce mülteci geliyor. Başlangıç aşamasında konuyla ilgili röportaj yapıyoruz ve veri toplamaya çalışıyoruz( mültecilerle ilgili veriler tatmin edici değil) ve harika bir hikaye üzerinde çalışıyoruz” diyen Moretti, gelecek projesi hakkında ipuçları veriyor.
—–Bitti—-
Award GEN Summit, Barcelona, Data Journalism Award 2015 (People’s Republic of Bolzano)
“People’s Republic of Bolzano is a project that opens a public debate among the local community of Bolzano (a bilingual Italian city, half German, half Italian) on its Chinese community. Combining a statistics-based investigation, relying on official data from the local government, and a qualitative research, the project aimed at inviting citizens to discover who the members of the Chinese community living and working in the city are, and what they think of Italy and of local culture and society. Contrary to the common belief – also spread by media – that Chinese people are “invading” the city, the project helped reveal that, while we are witnessing a small-scale migration of Chinese people to Bolzano, they are not at all creating a ghetto in the city, rather, they are integrating within it. The project is a web based long-form journalistic enquiry, featuring animated and interactive infographics, maps, and a series of qualitative video interviews made by an interdisciplinary team (composed by two designers, one journalist, one cultural anthropologist and one developer). / Source: portfolio.matteomoretti.com”
By Ayşegül Engür / @enguraysegul
Please tell us about yourself and your team?
I’m a designer grew up in the motion and web industry, with a strong passion for generative design (design made by code). After years of work on commercial projects, I started my collaboration with the Free University of Bozen-Bolzano, first as a lecturer and then, in 2013, as a researcher. Since then, I research on visual journalism, a mixture of “data journalism” and “visual storytelling”, an interdisciplinary and transmedia field in which I develop projects that try to open local debates on social issues and return an entry point on complex phenomena for a broader audience. In the same time, I co-founded visualjournalism.unibz.it, a platform that collects the works developed by our students during our courses.
My research team is made by a wide range of professionals: usually I’m the coordinator and the digital designer, then I co-work with a journalist and one or more experts of the treated topic. Differently from the traditional approach, where the expert gives the data, the journalist writes the story and the designer package it in a nice way, I work in a more “organic” way: as a team, we share constantly the information and the updates among us, in a continuous feedback and back & forth process. Yes, it is a time-consuming approach, compared to the traditional one, but worth it. This allows to depict the same story from different point of views, it’s a good way top return the multi-faceted nature of social phenomena. Do you think we could talk about migrants or social integration only from the data point of view? I don’t think so.
How did the “People’s Republic of Bolzano”s idea emerged?
I was in a Chinese restaurant with Fabio Gobbato, the journalist, and we were searching for a story to experiment a possible collaboration between a designer and a journalist. In that moment, Jun Wu Xu the owner and chef of the restaurant (he’s also has been interviewed in the project) asked why, according to us, the local people were so scared by the Chinese people: “What they fear? Maybe an invasion?” he asked ironically. We look to each other and immediately understood that this could be an interesting story: why, even if the Chineses in Bolzano are so few, the local people feel invaded by them?
You say that in the description of your project related to Chinese living in Bolzano: “Local media and politicians occasionally talk about an ‘invasion'”. However, the data reveals just the opposite in your project. What do you think about the purpose of the discourse the media and the politicians on this issue?
When you get off the train at the Bolzano station, you will see a series of kiosks that sell traditional food like Bratwürst, Currywürst etc etc. The first one you meet is owned by Yanghui Chen, one of the Chineses we interviewed. He arrived in Bolzano when he was five, and then, at the age of 20, instead of working in the Chinese restaurant run by his family (as the Chinese tradition wants) he decided to break it and open his own würstel kiosk. I told you this story because in Bolzano we are witnessing an apparent integration, instead of an invasion. But, there’s always a “but”. One of the most read local newspaper, specially in the years across 2008 – 2012 (the year of the biggest Chinese businesses growth) has started using keywords such as “Chinatown”, “Chinese advance”, “Chinese Megastores” in its titles, referring to local small phenomena, very far from epic scenario depicted by that words.
This, of course, contributed in the creation of a parallel reality. What we tried to accomplish with our project, is simply to reveal to the local people that “the emperor has no clothes”, showing the shift from the reality depicted by the media, the one told by the data and also by the qualitative interviews. We are in the “media bias” era: news written to entertain or just to click them, but not to really inform. We have to fight for a more balanced information.
When the data of your project revealed, how was interpreted by the politicians and the local media?
Only when the German magazine “The Spiegel” published a spread about the “People’s Republic of Bolzano”, the local newspapers “discovered” our project (here in South Tyrol the local media are very sensitive to the German ones).
Finally, after 5 months from its publication, we succeed in opening a debate among the local community, about the Chinese integration.
We tried to measure the impact of the project publication on facebook, comparing the sentiment analysis of the users’ comments and likes with previous articles about the same topic. The users comment were more positive than usual, even if a small solid base anti-Chinese already exists.
Did you receive any support from public institutions and civil society organisations for your project?
The local Chamber of Commerce and the Astat (local institute of statistics) are the only institutions we contacted for a collaboration: they contributed providing us the data for free. Then we didn’t collaborate with other institutions or civil society organisation.
Which methods did you use for your project? What tools you use often?
In the first research phase, I arrange a series of meeting to talk about the topic, in order to collect all the information and materials from each team members, from their respective point of view. Then we build a concept map with data, stories etc. and we try to find the story that could emerge from it. I always try to embed quantitative and qualitative data, is very important, for us, specially on social issues.
Bolzano is already a bilingual (German – Italian) city. Why the Chinese are discriminated? On the basis, is there west-east discrimination?
In my personal experience as a lecturer and then a researcher at the Free University of Bozen-Bolzano since 2010, I found the local culture very sensitive to the concept of ‘invasion’ because of historical occupation by Italian troops after the World War I. It is only in the last 20 years that the two communities learned to co-exist together, and migrants played a crucial role in this integration process, raising new questions to answer, that contributed to change the social dynamics.
It is not a west-east discrimination, but a general approach applied to all the non-south Tyrolean communities and people.
Have you expected to win the award of “Data visualization of the year (Small Newsroom)”? What do you want to say about that?
No, I didn’t expect to win such an important prize. When I discovered that giants as Al Jazeera, Le Monde, The Guardian, BBC, La Nación, The Wall Street Journal have submitted their works, I felt immediately out of the competition.
But it’s true that my project has a radically different approach, I tried to tell a story, showing all the possible facets of it using different medias and discipline. Going beyond the pure data journalism. We tried to return the complexity of the social integration phenomenon, in a more entertaining way, using all the skills and tools our team have.
What is the importance of visualising data for journalism? Any suggestions?
The premise is that I’m a designer and not a journalist, so I’m always skeptic when I have to suggest something for somebody I partially know. Told that, data visualisation helps journalist in bringing statistics and more transparency in the news, in order to return a more balanced information. Even though I’m not a data fanatic, “Lie with statistics” (Darrell Huff, 1954) is a book more actual than ever, and especially when we talk about social and people related issues, I believe data are just one side of the work. Data can’t tell personal stories, emotions and feeling, variables also involved in the social process that cannot be ignored.
My suggestion is to use data as support to the story, but not just stick to it. From the tool side, new awesome platform are emerging to help journalists to develop their visualisations. Quadrigram, for instance (but also CartoDb, Data Wrapper and many others) are very well done and pretty easy to use.
What are your future projects?
I’m working on a new project about Europe and the refugees. The region where we live is very close to the Austrian border and the city of Bolzano is daily crossed by hundreds of refugees that try to reach the northern Europe in order to request the asylum. Even this time, we’ll work with the interviews, few data (the data about refugees are not affordable) and a great story. I cannot tell you more, but I’ll keep you informed as soon as it will be published :).
——-END——-