ABD Üniversitelerinin Yerlilere Ait Arazilerden Nasıl Yararlandığını İfşa Etmek
Kaliforniya, Sunol’da yer alan yerli yöneticilere ait bu arazi parseline, 28 Mayıs 1851 tarihli onaylanmamış bir anlaşma ile Alabama’daki Auburn Üniversitesi yararına el konuldu. High Country News‘in haberi, ABD’nin Auburn Üniversitesi’nin yeni bağışını oluşturan arazi için hiçbir tazminat ödemediğini tespit etti. Fotoğraf: Kalen Goodluck / High Country News
Robert Lee ve Tristan Ahtone
Çeviri: Ekrem Söyler
Minnesota, Moorhead’de satılık dört odalı bir ev. Satış ilânı, “mükemmel konum” ifadesini içeriyor. Yan tarafında bir golf sahası ve caddenin karşısında banka, salon, otel ve fast food ile dolu bir alışveriş merkezi var. Bu 160 dönümlük arazi için Amerika Birleşik Devletleri, Dakota’nın doğu şeridindeki, bölgenin Yerli halkına tapu başına yaklaşık 3,78 ABD doları ödedi. Arazi daha sonra Alcorn Eyalet Üniversitesi ve Mississippi Eyalet Üniversitesi‘ni finanse etmek için Mississippi eyaletine hibe edildi. Toplamda, toprak hibesi sahibi 2 üniversite bu 160 dönümden 143,50 dolar gelir elde etti, bu da Dakota’dan toprak edinmek için harcanan her dolar için 1’e 38’lik bir getiri sağladı.
ABD’de arazi hibesine dayalı üniversite sistemi işte böyle başladı. 1862 Morrill Yasası, üniversiteleri finanse etmek üzere eyaletlere kamulaştırılan Yerli Arazilerini tahsis etti. Orantısız anlaşmalar ve doğrudan el koymalar yoluyla elde edilen Yerli bölgeleri, gelişmiş tarımsal ve mekanik eğitimini daha geniş çapta erişilebilir kılmak için yasal yolla aktarıldı.
Araziler, üniversite bağış fonları için para toplamak amacıyla genellikle hızlı bir şekilde satıldı; fakat bazı durumlarda, eyaletlerin sahipliğinde kalıp bağlı oldukları üniversiteler için gelir üretmeyi sürdürdüler. Toplamda, 250’den fazla kabile topluluğundan -yaklaşık Danimarka büyüklüğünde bir alana tekabül eden- 10,7 milyon dönümlük araziyi yasa 52 üniversite yararına yeniden dağıttı.
Margaret Pearce / High Country News
Tarihçi, kartograf, fotoğrafçı, teyitçi, web tasarımcısı, kodlayıcı ve muhabirlerden oluşan bir ekip, Morrill Yasası’nın imzalanmasından yaklaşık 160 yıl sonra, bu dönüm noktası niteliğindeki yasanın kabile toplulukları ve üniversiteler üzerindeki etkisini araştırdı. Fund for Investigative Journalism ve Pulitzer Center iş birliğiyle, “Arazi Gasp Eden Üniversiteler” (“Land-Grab Universities”) araştırması ABD’nin batı yakası odaklı kâr amacı gütmeyen bir haber kuruluşu olan High Country News tarafından yayımlandı.
İlk kâşiflerden kolonyal yerleşimcilere değin, şu anda Amerika Birleşik Devletleri’ne yeni gelenler Yerli halkı öldürdü ya da kıtadan uzaklaştırdı, uluslararası soykırım tanımlarına uyan bu eylemler on milyonlarca kişinin ölümüyle sonuçlandı. Yerli toplulukların ortadan kaldırılmasıyla arazi yerleşimciler için açıldı. ABD ve vatandaşları bu eylemlere soykırım olarak atıfta bulunmaktan çekindi, fakat araştırmamız bu eylemden doğrudan yararlanan bir dizi kurumu ortaya çıkararak sürece bir pencere açıyor: arazi hibeli üniversiteler.
Arazi hibeli üniversiteler günümüzde bir milyondan fazla öğrencinin kaydını yapıyor ve en ileri araştırmaları gerçekleştiriyorlar; ancak, başarılarının temelinin Yerli topraklarının kamulaştırılması ve Yerli halkın ortadan kaldırılması üzerine bina edildiğine dair kısıtlı bilgi sunuyorlar. Cornell Üniversitesi‘nden California Üniversitesi‘ne kadar, arazi hibeli üniversiteler ABD’deki en prestijli üniversitelerden bazılarıdır. Ancak şimdi, veriler sayesinde yüksek öğrenim ve sömürgecilik arasındaki bağlantıları görmeye başlıyoruz.
Margaret Pearce / High Country News
Anlatılmamış Tarihi Araştırmak
Araştırmamızın merkezinde, Morrill Yasası’nın devasa ve dağınık ayak izini yeniden yapılandıran özel bir coğrafî veritabanının geliştirilmesi vardı. Verilerimiz, 24 eyalete yayılmış yaklaşık 80.000 ayrı arazi parselini haritalamaktadır. Her bir parsel için, Yerlilerin devrettiği ve ABD’nin sahiplendiği arazileri belirledik ve Yerlilerin tapuları için ödenen fiyatı, üniversite bağış fonları için toplanan (bugün kayıtlarda bakiye kalan) parayla karşılaştırdık.
Elimizdeki bu verilerle, Yerlilerin çekildiği arazilere ilişkin mevcut haritalar üzerine arazi hibelerini yerleştirebilir ve ilk defa üniversite faydalanıcıları ile arazinin asıl sahipleri ve yöneticileri arasındaki bağlantıları belirleyebilirdik. Morrill Yasası’nın varlıkları nasıl yeniden dağıttığına dair bir fikir edinmek için, hibeleri sağlayan topraklar için kabile topluluklarına yapılan ödemelerin yanı sıra arazi satışlarından üniversiteler için toplanan parayı araştırdık ve bunları veri setine dağıttık. Çalışmamıza rehberlik etmesi için coğrafî verileri kullanarak, iyi habercilik yoluyla hikâyeye bir “yüz” koymayı başardık.
Araştırma verilerinden yola çıkarak, kabile topluluklarının mülksüzleştirilmesinin ve yeni arazi hibeli üniversitelerin büyümesinin iç içe geçmiş tarihlerinin hikâyesini anlattık. Arazinin bugün nasıl kullanıldığını belgelemek için fotoğrafçı Kalen Goodluck‘u asıl arazi parsellerine yolladık. Seyahatleri onu Nevada, California ve Vaşington eyaletinin yanı sıra Minnesota’dan aşağıya Nebraska’ya götürdü.
Fotoğrafçılığımıza rehberlik etmesi için coğrafî verileri kullanarak, iyi habercilik yoluyla hikâyeye bir “yüz” koymayı başardık: Goodluck’ın harcadığı zaman vasıtasıyla Los Angeles, California’daki Amerika Yönetmenler Loncası’nın (Directors Guild of America), yaklaşık bir düzine kabile topluluğundan alınan ve California Üniversitesi’ne verilen bir arazi parselinde inşa edildiğini ortaya koyduk. Bu konumu, topladığımız ödeme bilgileriyle birleştirdiğimizde, ABD’nin bu kabilelerle yasal bir anlaşma imzalamasına rağmen anılan arazi için hiçbir şey ödemediğini, üniversitenin ise satışından 786,74 dolar topladığını gösterebilirdik.
Beraberindeki bir internet sitesi, okuyucuların veri tabanını kendilerinin incelemesine ve Minnesota Moorhead’deki 160 dönümlük arazi gibi yerler bulmasına olanak tanıyor. Proje, tüm verilerimizi etkileşimli haritalar ve tablolar aracılığıyla araştırmaya veya indirmeye hazır hâle getirerek, haber odalarını, araştırmacıları, kabile yönetimlerini ve üniversiteleri arazi hibe sisteminin temellerini ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirmeye davet ediyor.
Coğrafî Veritabanını Oluşturmak
Ne Morrill Yasası arazi parsellerinin tek bir kaynağı ne de Morrill Yasası aracılığıyla kaç dönümün dağıtıldığına dair kapsamlı bir kayıt mevcut. Bir dizini olabildiğince eksiksiz derlemek için, eyalet bazında Morrill Yasası parsellerinin ana listesini oluşturduk. Arazi parsellerini bir dizi dijital ve arşiv havuzundan belirledik ve verilerimizin çoğunu dijital olarak çıkardık. Morrill Yasası’nın yasal yetkisi altında verilen onbinlerce arazi sahiplik belgesini ABD Arazi Yönetimi Bürosu’nun Genel Veri Ofisi veritabanından çektik.
Geriye kalan önemli boşlukları doldurmak için Vaşington DC’deki Ulusal Arşivler’e gittik ve burada eyaletlerin derlediği Morrill Yasası parsel seçim listelerini fotoğrafladık. Hassas ve genellikle ambalaj ipiyle bağlanmış bu belgelerin çoğu arşivlendiğinden bu yana dokunulmamış gibi görünüyordu.
Araştırmamızı satışa sunulan üniversite tarım arazilerinin matbu listelerine başvurarak tamamladık. Bazıları dijital olarak mevcuttu, diğerleri ise Columbia’daki Missouri Üniversitesi gibi üniversitelerdeki özel koleksiyonlarda ve mikrofilm ve mikrofiş ortamındaki eyalet seçim listelerinde bulunuyordu. BLM veri tabanından genellikle dönümler, konumlar ve faydalanıcılar hakkında veri çekebiliyor olsak da, arşiv ve baskı kaynaklarından ilgili bilgilerin kopyasının çıkarılması gerekiyordu. Çoğu durumda, okunamayan veya eksik kayıtlar eksik bölümler oluşturdu.
Araştırmamız, haritalanması gereken 79.461 Morrill Yasası arazi parsellik bir veri tabanını ortaya çıkardı. Kamuya açık arazi etüt tanımlarını kullanarak, ArcGIS çevrimiçi harita aracını kullanarak tüm parseller için çokgenler oluşturduk. Parsellerin kabaca % 97’si için kesin çokgenler çizebildik ve geri kalanın neredeyse tamamını bir mil kare veya daha azının içine yerleştirebildik. % 1’in onda birinden az oranda ihmal edilebilir bir bölüm eksik veya okunaksız konum açıklamaları nedeniyle haritalanamadı.
Margaret Pearce / High Country News
Bu konumların belirlenmesiyle, artık hibelerin Yerli kaynaklarını belirlemek için konumsal analizi kullanabiliriz. Yerli arazi devirlerini saptamak için, ABD federal hükümeti tarafından yönetilen bir müze ve araştırma kurumu olan Smithsonian için, 20. yüzyıl boyunca mahkemeler ve tarihçiler tarafından kullanılan bir standart olan ve şu an kamuya açık şekil dosyaları olarak mevcut olan Charles Royce tarafından 19. yüzyılın sonlarında oluşturulan haritalara dayandık. “Orijinal mülkiyeti” saptamak için bu şekil dosyalarını Morrill Yasası parsellerimize konumsal olarak birleştirdik.
Royce haritalarının ABD’nin kiminle yasal anlaşmalara girdiğini ortaya koymasına rağmen, özellikle Yerli bakış açısından tamamen doğru olmadıklarını belirtmek önemlidir: Haritalar ABD’nin yayılımına direnen ve federal hükümet tarafından zorla çıkarılan, imha edilen veya anlaşma müzakerelerinin dışında bırakılan genellikle aynı bölgelerde yaşayan kabile topluluklarını hariç bırakmaktadır. ABD tarafından yapılan bu yasal anlaşmalar bugüne kadar hala onaylanmadı veya uygulanmadı.
Paranın İzini Sürmek
Üniversite yararlanıcılarını Yerli arazi kaynaklarıyla irtibatlandırdıktan sonra, Morrill Yasası’nın Yerli servet transferi işlevine ışık tutmak amacıyla antlaşma ödeme geçmişleri, Morrill Yasası hibelerinden elde edilen bağış anaparası ve satılmayan hibe arazisinin değeri üzerine araştırma yaptık. Bu, çok sayıda yasal belgeye, federal muhasebe raporlarına ve arazi hibeli üniversite istatistiklerinin derlemelerine başvurmayı gerektiriyordu. Hibeleri sağlayan parsellerin dörtte birinden fazlasına tek bir dolar ödenmedi.
Araştırmamız, 20. yüzyılın başlarında, hibelerin yaklaşık 22,8 milyon dolar değerinde vakıf sermayesi ve satılmamış arazi veya mevcut değerlere göre ayarlandığında yaklaşık yarım milyar dolar olduğunu ortaya koydu. Bunun aksine, ABD’nin aynı topraklara Yerli tapuları için, çoğuna el konulan, sadece 400.000 dolar ödediğini gördük, ancak çoğuna el konuldu. Hibeleri sağlayan parsellerin dörtte birinden fazlasına tek bir dolar ödenmedi.
Morrill Yasası ile toplanan fonlar hala yararlanıcıları için gelir sağlayan hesaplarda. Ve raporlama sürecinde keşfettiğimiz üzere, bu yasa ile yeniden dağıtılan yarım milyon dönümlük Yerli arazisi hâlâ kendi üniversiteleri adına eyaletlerin sahipliğinde.
Petrol, doğal gaz veya diğer çıkarılabilir mineralleri içeren topraklar olan “maden alanı” denen araziler çok daha geniş. Moorhead, Minnesota’da satılan parselin aksine, bu elde tutulan yüzey ve maden arazileri, ilgili üniversiteler için – sadece 2019 mali yılında en az 8,6 milyon dolarlık gibi – oldukça büyük gelirler oluşturmayı sürdürüyor ve muhabirlere 1862 yasasının devam eden etkisi hakkında kurumlara sorular sormaları ve raporlamaları için pek çok fırsat bırakıyor.
Araştırma, COVID-19 pandemisinin ABD’yi vurduğu süreçte yayımlandı ve şimdiye değin üniversiteler sessiz kaldı. Ancak, proje kabul görmeye ve gündemi ateşlemeye devam ediyor. Birden çok üniversitede, öğrencilerin ve profesörlerin, Yerli öğrenciler için öğrenim ücreti reformu yapılmasını savunmak, Yerli fakülte pozisyonlarını finanse etmek, arazi hibeli öğrencilerin kurumlarının gerçek tarihini öğrenmeleri için doğru müfredat oluşturmak ve hatta Yerlilerin geleneklerini yeniden oluşturmak için arazi geri satın alım programı oluşturulması olasılığını tartışmak için verileri kullanmaya başladıklarını öğrendik. İlave olarak, tamamlayıcı hikâyeler bildirilmeye devam ederken, COVID-19 gündeminin dinmesiyle birlikte birçok haber odası, hikâyeleri yerelleştirmek ve yerel üniversitelerine ve ilgili kabile topluluklarına odaklanmak için verileri incelemeye başlıyor.
Robert Lee, Cambridge Üniversitesi’nde Amerikan Tarihi alanında öğretim görevlisi, Selwyn Koleji’nde ve Harvard Society of Fellows’da akademisyen. Doktora derecesini arazi hibeli bir üniversite olan California Üniversitesi, Berkeley’de aldı.
Tristan Ahtone, Kiowa Kabilesi’nin bir üyesi, GIJN üyesi The Texas Observer’ın genel yayın yönetmeni, Yerli Amerikan Gazeteciler Derneği (Native American Journalists Association) başkanı ve Nieman Fellow. Yerli Amerikan Gazeteciler Derneği ile ortaklaşa hazırlanan GIJN’nin Yerli Araştırmacı Gazeteciler Rehberi‘nde danışman olarak görev yaptı.
Orjinal Kaynak: https://gijn.org/2020/05/19/exposing-how-us-universities-profited-from-indigenous-land/