Açık DevletAçık ErişimAçık ErişimAçık VeriKötü VeriVeri

Türkiye’de Kamusal Alanda Açık Veri’nin Durumu

Şeffaflık Derneği,  İş Dünyası Şeffaflık Sistemi Türkiye Analizi raporunu yayımladı. 198 sayfadan oluşan analiz dosyasında iki sayfa Türkiye’de kamusal alanda açık verinin ve veri ekosisteminin durumuna dikkat çekiliyor. 

İlgili bölüm şöyle: “Türkiye Açık Yönetim Ortaklığı’na (Open Government Partnership, OGP) katılan 65 ülke arasında yer alsa da 2014’te taahhütleriyle ilgili ulusal eylem planı oluşturamadığı için üyeliği pasif hale getirilmiştir. Türkiye’nin Açık Yönetim Ortaklığı’na sunduğu eylem planı başlıca iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım kamuda şeffaflığı artıran uygulamalara yöneliktir. Bu uygulamalar arasında: 1. Şeffaflık İnternet portalı geliştirerek şeffaflık, dürüstlük, hesap verebilirlik alanında mevzuat ve uygulamaları anlatmak ve bu konuda vatandaşlardan görüş istemek; 2. En az yılda bir toplanan ve kamu kesimi, sivil toplum ve özel sektörü içeren bir tavsiye platfomu oluşturarak seminer, çalışma atölyeleri ve konferanslar ile yolsuzluğa karşı kamu bilincini arttırmak; 3. Yolsuzluğa açık alanları tespit eden bir risk haritası çıkartarak yolsuzluğa karşı önleyici caydırıcı önlemler almak; 4. Bürokratik engelleri azaltarak, şeffaflık için uygulanan tedbirlerin ve politikaların uygunluğunu ve etkinliğini ölçmek bulunmaktadır. İkinci kısım kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak ile ilgilidir.”

“Kamu harcamalarının şeffaflığını artırmak ve bunun izlenebileceği bir İnternet sitesi oluşturmak, vatandaşların ve diğer ilgili tarafların politika yapım sürecine katılımını cesaretlendirecek bir İnternet platformu kurararak bu konularda görüşlerini almak ve kamu ihalerinin şeffaflaştırılması için elektronik kamu ihale platformu oluşturmak ikinci kısımda yer alan uygulamalar arasındadır. Türkiye ayrıca G20 Yolsuzlukla Mücadele Açık Veri İlkelerini 2014 yılında onaylamıştır. Bu ilkeler açık veri yayınlama; verilerin zamanında ve kapsamlı açıklanması; erişilebilir ve kullanılabilir olması; karşılaştırılabilir ve işlenebilir/üzerine çalışabilir olması; iyi yönetişim, vatandaş katılımı ve kapsayıcı kalkınma ve innovasyonu güçlendirmeyi içermektedir. Kamu kurumları, istatistik sistemleri açısından AB ile uyum süreci çerçevesinde veri üretimine daha fazla önem vermeye başlamıştır. Bakanlıkların teşkilat ve görevleri hakkında kanun ve kanun hükmünde kararnameleri üzerinde yaptığımız araştırmaya göre istatistiğe en çok atıf yapılan bakanlıklar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (29 referans) ve Ulaştırma Bakanlığı’dır (9 referans).”

 

“AB Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’nın derin ve kapsamlı veri üretmiyor”

 

“Ancak ekonomi ile bağlantılı bakanlıklar; veri üretimi, düzenli veri yayınlanması, düzgün sınıflandırma ve verinin erişime açılabilir olması bakımından daha başarılıdır. Bakanlıkların İnternet siteleri üzerinden yaptığımız araştırmada Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı daha geniş kapsamlı bir veri çalışması yaparken; AB Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’nın derin ve kapsamlı veri üretmediğini gözlemlenmiştir. Ay- 118 Uluslararası Şeffaflık Derneği rıca İçişleri Bakanlığı İnternet sitesinde doğum ve ölüm, evlenme ve boşanma, ikamet, nüfus kütükleri, iller ve köylere ait konularda istatistikler yayımlanırken; yapılan operasyonlar, soruş- turmalar, tutuklu bulunanlar, emniyet teşkilatının içerisindeki soruşturmalar ve disiplin cezaları- na ait veri bulunmamaktadır. Emniyet Genel Müdürlükleri tarafından yayımlanan istatistiklerin daha sistematik, düzenli ve kapsamlı olarak İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanması gereklidir. Bakanlıklar tarafından üretilen verilen önemli bir sorunu da araştırmacılar tarafından kullanılabilecek bir biçimde modern veri işletim programlarına uyumlu olmamasıdır. İdarelerce veri üretimi bilgi edinme hakkı ile birlikte düşünülmelidir.”

“Türkiye Bilgi Edinme Hakkı Endeksi’nde 111 ülke arasında 79. sırada”

“2003 yılından beri 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkında Kanun’a göre kamu idareleri vatandaşların bilgi edinme başvurularını yanıtlamakla yükümlüdür. Bilgi Edinme Kanunu 7. maddeye göre, bilgi edinme başvurusu başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır. Eğer istenen bilgi veya belge başvurulan kurum ve kuruluştan başka yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir. Ayrıca vatandaşlar Etik Kurulu ve Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’e bilgi erişim talebi gönderebilir ve ilgili kamu kurumu bu talebi 15 gün içerisinde cevaplamak zorundadır. Türkiye Bilgi Edinme Hakkı Endeksi’nde 111 ülke arasında 79. sıradadır.314 Bilgi edinme hakkının sınırları yargı denetimi dışında kalan işlemler, devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler, ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler, istihbarata ilişkin bilgi veya belgeler, idari soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler, adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler, özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği, ticari sır, fikir ve sanat eserleri, kurum içi düzenlemeler, kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler, tavsiye ve mütalaa taleplerinden oluşmaktadır. Ancak kamu kurum ve kuruluşları üzerinde denetim ve denge rolünü oynayan sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız görüşmelerde bilgi edinme hakkını kullanarak gerçekleştirilen taleplerin daha çok mevzuata atıf yaparak veya kısıtlamalar gerekçe gösterilerek reddedildiği belirtilmiştir.”

 

“BEDK’ya başvuru miktarları yıllar itibariyle artmıştır. 2006 yılında 1,164 olan başvuruların sayısının 2014 yılında 2,690’a yükselmesine karşılık reddilen başvuru sayısı 1,095’tir”

 

“Reddedilen başvurunun sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu (BEDK)’ na yazılı olarak itiraz edebilir. Kurul, bu konuda kararını otuz iş günü içinde verir. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin hazırladığı Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizi BEDK’nın üye olarak çeşitlilik sağlaması gerektiğine dikkat çekmiştir.315 BEDK Bakanlar Kurulu kararı ile atanan 9 üyeden oluşur. Birer üyesi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyesi ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler, bir üyesi Türkiye Barolar Birliği’nin baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip kişiler içinden göstereceği iki aday, iki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar ve bir üyesi de Adalet Bakanı’nın önerisi üzerine bu bakanlıkta idarî görevlerde çalışan hâkimler arasından Bakanlar Kurulu’nca seçilecek üyelerden oluşur.316 Kurul üyeleri 4 yıl görev yapar ve Kurul Başkanı, kurul üyelerince kendi aralarından seçilir. Kurul ayda bir toplanır ancak ihtiyaç duyulduğu her zaman Başkanın çağrısı üzerine de toplanabilir. BEDK’ya başvuru miktarları yıllar itibariyle artmıştır. 2006 yılında 1,164 olan başvuruların sayısının 2014 yılında 2,690’a yükselmesine karşılık reddilen başvuru sayısı 1,095’tir. Görüldüğü üzere reddedilen başvuru sayısı çok yüksektir.317 AB İlerleme Raporları Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun özerk ve bağımsız bir yapıya kavuşturulmasını tavsiye etmiştir. Diğer bir bilgi edinme kaynağı olan BİMER vatandaşların sorularını cevaplama amacıyla 2006 yılında kurulmuştur. BİMER istatistiklerine göre başvuru sayısı 10 yılda yaklaşık 13 kat artmış, 2006’da yılında yapılan başvuru sayısı 129,297 iken 2016’da 1.729,952’ye yükselmiştir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*